12 Ekim 2011 Çarşamba

ESKİ SOVYETİN BATI KÖŞESİNDE İKİ HAFTA

(UKRAYNA’NIN TARİH KOKAN ŞEHRİ LVIV’DE ÇALIŞMA KAMPI)
Yazı: Gözde Meşeli
Fotoğraflar: Tolga Ünlüsoy

Yoldayız. Trenle Lviv ya da daha çok bilinen Rusça adıyla Lvov’a doğru ilerliyoruz. İki sene önceki Fransa’daki kampımdan sonra bu yaz Ukrayna’yı tercih etmenin heyecanı var üzerimde. İlk kez eski bir Sovyet ülkesinin topraklarını görüyor, Kiril alfabesine yavaş yavaş alışıyor, kampım için heyecanlanıyorum.
İlk bindiğimiz Sovyet treni
Sonunda Lviv’e varıyoruz. Yağmuruyla karşılıyor bizi. Eski bir filme köşesinden sızmış gibi hissediyorum önce. Karanlık, tarih kokan sokaklar, tahta evler, her köşe başı heykeller, kilise çanları içine alıp sarıveriyor beni. Kaynaşıyoruz hemen şehirle. Kampımız için iki hafta evimiz olacak hostele yağmur altında varıyoruz. Kapıyı internetteki fotoğraflarından tanıdığım grup liderlerimiz açıyor. Seviniyorum, sonunda doğru yerdeyiz.
Lviv’de ilk gözümüze çarpan yapılardan biri, tepesinde Ukrayna bayrağıyla
İlk akşamdan bizi küçük bir sürpriz bekliyor: Doğum gününü gün boyunca trende geçirmek zorunda kalan arkadaşım Gökçe için hazırlanmış bir pasta. Mutlu ve aç bir şekilde pastamızı yiyor; Sırp, Fransız, Hollandalı, Koreli, Ukraynalı, Çek, Polonyalı grup arkadaşlarımızla yavaş yavaş kaynaşmaya başlıyoruz.
Lviv’de ilk günlerde Kirilimizi geliştirmemizi sağlayan yol tabelası
Ertesi gün şehrin içinde on dakikalık bir yürüyüşle çalışma alanımıza ulaşıyoruz. İki hafta boyunca “Sapieha Sarayı” ismindeki yüz elli yıllık güzel bir yapıyı restore edip temizleyeceğiz. Zira Ukrayna’da devletten hiçbir yardım göremeyen tarihi yapılardan biri de Sapieha Sarayı. Yapının boyası gitmiş, merdivenleri kırık dökük ve her yeri toz içinde. İş başa düştü diyip kolları sıvıyoruz. Günler geçtikçe saraya bir faydamızın dokunduğunu görmek mutlu ediyor bizi.
Lviv’in şehirdeki en yüksek kuleden panaromik görüntüsü
Kampımızın bir şehirde – şehir derken tabi İstanbul’un ancak yirmide biri büyüklüğünde- olmasının avantajları var tabi. Her gün yeni bir kısmını geziyoruz. Lviv cazibeli, bohem, makyajı biraz akmış esmer bir kız gibi. Ruhu var şehrin, sokaklarında yürüdükçe kendini hissettiren. Şehir içinde her yere yürüyerek gidilebiliyor tren istasyonu dışında. Hiç çok yüksek bir bina yok. Kuleler hariç en yüksek bina üç katlı. Çoğu yapının boyası akmış, üzerinden hikâyeler sarkıyor.
Lviv’deki ilginç karelerden biri: eski bir mezar taşı
Sarayda çalışmamız genelde üçe dörde kadar sürüyor, ondan sonrası bizim! Ya grup liderlerimiz Olya ve Natalya bizi yeni bir meydanı, kuleyi, müzeyi görmeye götürüyor ya hostelimizde oturup Koreli arkadaşımız Sungseo’nun getirdiği filmlerden birini izliyor, ya da muhabbet ediyor, geldiğimiz kültürleri birbirimize aktarmaya çalışıyoruz. Akşamları da Lviv’deki restoran, cafe ya da barlardan birine gidiyoruz. Öyle bir şey ki bu, üç dört günden sonra hostel yaşam alanımız, Lviv kendi şehrimiz gibi oluveriyor.
Cumartesi günü gezide grubumuzla birlikte
Hafta sonu, sonunda çalışmayacağımız günler. Cumartesi hepimiz sanırım biraz daha mutlu uyanıyoruz. Gerçi gezi için daha da erken bir saatte kalkmak zorundayız ama sanırım artık uykusuzluğu umursamıyoruz pek. Türkiye'ye dönünce iki gün hiç durmadan uyursam hiç şaşırmam diyorum kendi kendime. Otobüsle şehir dışına çıkmaya başlıyoruz. Üç tane şato geziyoruz, güzel, hoşuma gidiyor ama hiçbiri restore edilmemiş. Ukrayna’daki en büyük sorun bu diye düşünüyorum, hiçbir tarihi yapı koruma altına alınmamış, düzenlenmemiş. Pazar ise dağa yürüyüşe gideceğiz diye kalkıyoruz. Sanırım dünyanın en pis trenlerinden birine biniyoruz. Ama şunu anlıyorum ki önemli olan ne ortam ne konfor. Yanında anlaştığın insanların olması her şeye değer. Dağ taş diye nehir kenarına varıyoruz. Dağ falan da yok. Kötü bir gün olacak diye düşünüyorum. Tahminim doğru çıkmıyor ama. Bir anda içecekler, ateşte kızartılacak etler çıkıyor ortaya, müzik açıyoruz ve şenleniyoruz. Çok da güzel olmayan nehir ve manzara hep birlikte olunca tatlanıyor.
Lviv’de her şeyin ucuza bulunabileceği açık pazarlardan biri
İkinci hafta da çalışmaya devam ediyoruz. Saraydaki görevliler bize hiçbir malzeme vermeseler de tüm heyecanımızla çalışmaya, zavallı göz çukurları büyümüş beyaz binamızı biraz olsun neşelendirmeye, renklendirmeye çabalıyoruz. Daha çok da akşamları bekliyoruz sanki. Hep birlikte dans edip iki sohbet edebileceğimiz, birbirimizi daha iyi tanıyabileceğimiz zamanları. Ama hep Türklüğümüzü hissettiriyoruz diğerlerine. Bir akşam bana göre çok da iyi olmayan göbek dansı yapıyorum grubuma, malum Türk’üz ya. Bir gün Türk kahvesi pişiriyoruz eski, geniş bir tavada. Bu arada herkes son günler yaklaşırken daha bir moda girmiş, ülkesinden bahis açmaya, onu tanıtmaya çalışıyor. Koreliler bir akşam ramen yapıp yemek kültürlerinden bahsediyorlar. Fransızlarla uzun uzun Sarkozy ve Avrupa Birliği üzerine konuşuyoruz. Sırp kız Andrijana Belgrat broşürleriyle bir nebze olsun bize Sırp havası estiriyor. Ve tabii ki neredeyse her gün Ukrayna yemeği yiyip Kiril alfabesinden yeni bir harf öğreniyoruz. Ama en güzeli bu kadar farklı ülkeden gelen ve Ukrayna’nın batı köşesinde buluşan on üç insanın ortak noktalar bulabilmesi, birlikteliği hissedebilmesi.
Biz ve aynı dönemde kampı olan diğer bir grup hep birlikte
Son gece, geçen iki haftanın yorgunluğunu umursamadan yine uyanık duruyoruz bir yerlerde saat ikiye üçe kadar. Biliyoruz ki bu insanların çoğunu belki de hepsini bir daha görme şansımız olmayacak. Mutluyuz geldiğimize, tanıştığımıza, faydalı hissettiğimize. Tek tek ayrılıyor insanlar. Çoğu Krakow için sabahın beşinde yola çıkıyor. Kimi gün içinde gidiyor. Biz, akşamüzeri Kiev trenimiz için yollanıyoruz istasyona. Yine yağmur alıp koyuyor bizi yıpranmış Sovyet treninin içine.

27 Eylül 2011 Salı

KAMP KAYITLARI BAŞLIYOR

Sevgili Arkadaşlar,

Bu yıl da yaz aylarında başka diyarları keşfetmek niyetindeyseniz, biz kayıtları 1 Ekim Cumartesi günü başlatıyoruz. Bekleriz..

Kayıt sırasında 100€ ön kayıt bedeli ve bir fotograf getirmeniz yeterli.

Uzaktaysanız http://www.genctur.com/kp/ydk/kayit10.htm linkinden başvuru formunu doldurunuz ve ödemenizi aynı sayfada yazan hesap numarasına TL olarak gönderiniz. Biz aynı gün işleme alacağız. Başvurunuzun bize ulaşacağı saate göre sıra verecegiz.

1 Ekim günü ofisimiz muhtemelen yoğun olacak. Göstereceğiniz :) anlayış için şimdiden teşekür ederiz. Yerimiz Galatasaray Lisesinin çapraz karşısında..

E hadi bekliyoruz...

28 Temmuz 2011 Perşembe

HAYRUNISA TUNC-ITALYA-2011

Merhabalar:)

Kampım çok şahane geçti. Arkadaşlar, yemekler, liderimiz hepsi süperdi. Çok güzel anlaştık bütün arkadaşlarla. Hepsi çok sıcakkanlıydı. Kahve falına bayıldılar:) Ayrılırken hepimiz çok üzüldük. Her şey için çok çok teşekkürler. Size bir kaç fotoğraf gönderiyorum. Selamlar.


6 Temmuz 2011 Çarşamba

TUNA YENER RUSYA KAMPINDAN DÖNDÜ.. HOŞGELDİN TUNA

Tuna Yener Rusya Kampından döndü. Orada yaşadıklarını ve gelecek yılın kampçılarına önerilerini sizlerle paylaşıyoruz.
Kevser hanım merhabalar!

Çok enteresan bir kamp deneyimi geçirdiğimi söyleyebilirim Rusya'da, herhangi başka bir kampçının benimki gibi bir deneyim geçirmiş olabileceğini sanmıyorum.
İnanılmaz eğlendim, festival öncesi ve festival sırasındaki çalışma düzeni, kamp koşulları tam bana göreydi, seçimimin karşılığını fazlasıyla aldığımı düşünüyorum.

Yaşadığım tecrübeleri sizinle paylaşmak istedim, çünkü Empty Hills festivali yaklaşık 10 yıldır her sene tekrarlanan ve popülaritesi artan bir organizasyon...

Yalnız şunu bilmekte fayda var: Bu tamamen yerel bir etkinlik: Bol Rus folklorü, Hinduizm, Jamaika dini ve Jah felsefesi ve 68 Woodstock kafasını harmanlayın, ortaya çok orjinal ve bir başka yerde yaşanmasının mümkün olmadığını düşündüğüm bir atmosferin içinde buluyorsunuz kendinizi. Yalnızca bir konuda sıkıntı yaşadım, o da  dil sorunu (kimse İngilizce bilmiyor çünkü) oldu. Çalışma kampına uluslararası katılımcı olarak bir ben, bir de Roy adındaki Hollandalı arkadaş katıldık, "foreigner" olarak yalnızca 2 kişi idik. Roy açısından çok bir sıkıntı olmadı, çünkü zaten kendisi Rusyanın Voronej kentinde 8 aydır yaşıyor ve kendini rahatlıkla Rusça olarak ifade edebiliyor. Kamp lideri olan ve sizin daha önce yazıştığınız Polina ve kampta çalışan diğer Rus gönüllülerinden İgilizce bilen 1-2 kişi dışında kimseyle sağlıklı iletişim kuramadım, gerçi bu inanılmaz komik ve eğlenceli şeyler yaşamama da sebep oldu. Ancak şunu gördüm ki, Rusyada kimse İngilizce bilmiyor :(

Ancak o kadar eğlendim ki, Rusça öğrenmeye başladım ve muhtemelen seneye bu festivale tekrar gideceğim. Seneye Empty Hills'e gelmeye niyetlenecek gönüllüler olursa bu yazdıklarımı onlara forwardlayın, yukarıda bahsettiklerim dışında şunlar önemli :

1. İyi bir uyku tulumu edinin. Geceleri donacaksınız çünkü, ormanda 11 de hava karardıktan sonra İstanbul'un kış havası gibi oluyor.
2. Mevsim yaz diye aldanmayın, sağlam bir kazak ve kışlık mont + bere götürün. 12 gün boyunca çadırda kalacaksınız, börtüye böceğe, özellikle sizi delik deşik edecek sivrisineklere hazırlıklı olun. Sinek kovucu krem, o koşullarda herşeyden daha önemli !
3. Sonuçta bu bir hippi festivali, festival hazırlık ekibi olan Rus gönüllüler + festival başladıktan sonra gelen katılımcılar büyükşehirlerde yaşayan ama yılda bir kere bu kafayı yaşamaya gelen insanlar, o yüzden daha önceden görmediğiniz şeyleri görmeye hazırlıklı olun.
4. Festival sadece bir müzik festivalinden öte, hayata dair öğrenme, doğayı tanıma, yaban hayatını özümseme üzerine kurulu, bu yüzden medeniyete dair herşeyi unutun. Elektrik yok (sadece sahne ve ışıklandırmalarda var), Telefon şebekesi yok (sadece admin kampında, o da çok az çekiyor), internet yok, su yok. İçmek için nehir suyunu kaynatıyorsunuz. Duş ve banyo yeri yok, o yüzden nehirde -sadece ekolojik sabun kullanarak- yıkanabiliyorsunuz. Tuvalet konusunda ise :) tüm çalılar-ağaç dipleri sizin :) Ayrıca en yakın yerleşim yeri 13 km. ötedeki Gorokhova kasabası; günde 1 defa otobüs var anca.
5. Duş konusunda ikinci bir seçeneğiniz var, o da BANYA !! Rus kültürüyle gerçekten tanıştığım ilk adım bu oldu benim için :) Banya, içinde odun sobası yanan, yaklaşık 10 kadar kişiyi içine alabilecek kapasitede bir çadır, temel anlamda Sauna diyebiliriz. nehir kenarında kuruluyor, çadırın hemen önünde de bir ateş yeri var. İçeri kızlı erkekli üryan giriyorsunuz, yaklaşık 70-80 derece olduğunu düşündüğüm bir hararette iyice pişip, ardından buz gibi nehre atlıyorsunuz !!!! Sonra çadırın önündeki ateşte terinizi ve üzerinizdeki nehir suyunu kurutup, tekrar çadıra giriyorsunuz. 4-5 tekrardan sonra iyice hoşaf kıvamı gelince soğuktan falan eser kalmıyor zaten.
6. Organizasyondaki insanlar kampçılık ve ormanda yaşama konusunda çok tecrübeli insanlar ve herkes birbrini tanıyor. Ve Gündüz kampta çalışırken, odun taşırken, ağaç keserken, yemek yaparken, yahut klübe inşaa ederken vs... susadıkça bira tüketiliyor (biralar 2.5 lt lik pet şişelerle geliyor), kimse su bulmakla uğraşmıyor. Orman havasını soluyor olmanın bu anlamda önemli bir avantajı var, çünkü kamp yerinde kesintisiz olarak bir alkol tüketme durumu söz konusu. Akşamları ise, admin kampındaki insanlarla ateş başında eğlenerek ya da ormanda (ki gerçekten çok büyük bir alandasınız) gezerek vakit geçiriyorsunuz. Lakin temiz havadan dolayı kolay kolay şarhoş olmuyorsunuz. Ayrıca Ruslar "ben içmiyorum" gibi bir bahaneyi kabul etmeme ve sizi ikna etme konusunda gerçekten profesyoneller...
7. Yemekler "survival" ayarında asker kumanyası tarzı. 2 farklı yemek yaptık öğlenleri. Etli ve vejeteryan yemeği olmak üzere 2 tip çıkıyor, genelde sulu yemek kıvamında. Lezzet konusunda beklentinizi minimumda tutun.
8. Ruslar temperemanı olmayan insanlar, 35.000 kişinin izleyici olarak geldiği 6 günlük festival süresince o kadar içkinin, otun sebil gibi tüketildiği  ortamda ne sesini yükselten, ne münakaşa eden, ne kavga eden 1 tane bile insan görmedim. Hippi kafasının getirdiği sürekli bir "peace, freelove" ruh hali hakim.
9. Günde nerden baksanız en aşağı 10 km. yürümeye hazır olun. Yürümeyi sevmiyorum diyorsanız sakın bu kampı tercih etmeyin çünkü-admin kampı, yemek alanı, çalışma alanı, nehir, banya, bar, diğer admin kampları arasındaki mesafeler kilometrelerle ifade edilecek cinsten.

Daha anlatacaklarım var, şimdilik bu kadar yazabildim, yarın devam ederim.


23 Haziran 2011 Perşembe

BRUKSEL'DE UZUN SURELI GONULLU CALIŞMA KAMPI

Project Project of integration with persons having different learning disabilities
The mission of the volunteer consists in assuming accompaniment, education tasks and the various forms of support that taking care of persons with learning disabilities involves. Among the activities proposed to the volunteers in l’Arche Bruxelles we distinguish:
- Maintenance: cleaning and arrangement of common space with persons having learning disabilities,
- Logistic: looking for good equipments, buying food for preparing meals, washing up, .
- Daily services: cooking, waking up persons with learning disabilities, talks and improvements of life and activity spaces, etc.

Eylul ayından itibaren en az 6 sy sureli (1 yıl da olabilir) bir Belçika kampı. Zihinsel engellilerle yapılacak calismada konaklama ev sahibi tarafından karşılanacak, bir miktar cep harcligi verilecek gelen gonulluye, ayrıca ücretsiz Fransizca Dil Dersleri de var. Çok güçlü bir motivasyon mektubu istiyorlar.

6 September 2011 until September 2012 Minimum 6 months
Date
Type
Max volunteers
www.servicevolontaire.org

The volunteer, between 18 and 30 years of age, needs first to put himself in motion towards the meeting of differences, with a “spirit” of adventure and of solidarity and with a preferential option to “dedicate” himself to the less privileged persons in our society, to be willing to leave for a minimum period (6 months at least), to be open himself to "move on"….
Moreover, it is appropriate that he acts, within the project of the family like project of l’Arche Bruxelles, for and with persons with learning disabilities in liaison with the professionals, which implies a capacity to take responsibilities, initiatives but supposes also desire to cooperate in the team life and requires a certain personal balance.
The place that we want to give to the volunteer is not to take a vacant job to be supplemented within a team. Each volunteer takes part in shared life by his presence and by concrete and specific tasks as mentioned above, not only the volunteer but every person should stimulate exchanges between all parts concerned by this project. We wish to give to the volunteers that we welcome a crucial
place: not necessarily a function and tasks modeled on the role of the professionals of our association, but a possibility to face situations which allow them to give and to receive, to question, to be challenged, to offer situations which allow them to be themselves in existing and new projects, sometimes a volunteer can’t avoid the feeling and heaviness of repetitive activities but only this routine can lead to creativity.
To speak French is desirable but is not required, the volunteer will have the possibility of attending french lessons.


Work description
Between 8 and 20 volunteers
Social work
- Accompaniment with a member of the educational team to medical consultations, at the chemistry, to do shopping, i.e...
- Help for apprenticeship: cooking, clothing, shopping, walks, etc.
- Accompaniment on the way towards the work place or leisure occupation(soccer activities i.e)
www.servicevolontaire.org
- Weekly meetings: speaking and exchange times for and with all the residents in order in order to prepare activities.
- Team meetings: sharing of each one’s life, evaluation of the individual projects, suggestions…
- Celebration times: anniversaries, friends' visits, welcoming of new residents, etc.
- Monthly or festive meetings with the other residents of l’Arche Bruxelles
- Meetings and festivals with the other associations of l’Arche in Belgium(generally French speaking part)
- Meetings with other organizations(see above)
- Individual activities: entertaining workshops, outgoings, visits, sport and leisure clubs…
- Common activities in the evenings: shows, outgoings, walk, etc.
- Formal meetings: see above
- Questions related to the mental disabilities, communication, team work etc…
- Animation by a specialist invited by l’Arche depending of the subjects sexuality, authority, violence etc…
- Learning French: conversations groups supervised by qualified volunteersTraining and out of-arch activities..
- With external socio-cultural associations working with l’Arche Bruxelles
- French language course in public schools With the professionals' support, the role of the volunteer will be above all to acquire experiences, to learn by doing, to express its competences by its implication in the project. Each volunteer is thus invited, according to his personal rhythm, to let his personality grow, to bring his creativity and his dynamism in daily life. Each one is invited to become the actor of his involvement.
Pleasure and exchange activities
The volunteer has 3 hours(am) max of daily rest, of evening and of weekly day off, of one, even two weekends of vacation a month, of annual 24 days off (that is two days off a month for those who stay between 6 and 12 months). Flexibility is tolerated in consideration of the individual balances of life. In the city: Bruxelles – Capital of Europe –A multicultural city with a thousand faces: a majestic historic centre, a unique ambiance, a huge array of activities for both younger and older people. Visit the Manneken-Pis, the Atomium, the Art Nouveau Houses (Horta) and the Belgian Strip Cartoon Centre. And last but not least, taste our famous chocolate!

21 Haziran 2011 Salı

Kampa Giderken Birkaç Hatırlatma

Sevgili Arkadaslar

Bize sıkça gelen bazi soruların cevabı
1.       18 yaşın altındaysanız veli izin formunu mutlaka yanınıza almanız lazım. Bu form sadece Almanya PRO kodlu kamplara gidecekler için zorunlu DEGILDIR.
2.       Kampınızın başlama tarihi sizin bildiğiniz tarihtir, davetiyeler bazen obsiyonlu geliyor, yanılmayın,
3.       Kamp başlama tarihinde-gununde kamp alanına gideceksiniz. Yani ORNEGIN, kampınız 14 temmuzda başlıyorsa, siz 14 temmuz gunu kamp alanına gideceksiniz.
4.       Ev sahibi kuruluşa ve bize haber vermeden sakın kampa erken gitmeyiniz. Kamp yerleri kamp günü açılabilir ve açıkta kalabilirsiniz.
5.       Yeşil pasaportu olup da davetiyesi olmayanlar –sınırda sorulma olasılığına karşın- mutlaka kamp infosheetlerini yanlarında bulundursunlar.

Diğer sorular için lütfen bizimle irtibat kurunuz.

20 Haziran 2011 Pazartesi

FRANSA KONSOLOSLUGU VIZE İŞLEMLERİ

31 Ocak 2011 tarihinden itibaren, İstanbul Fransa Başkonsolosluğu kısa süreli vize talebi dosya başvuruları VFS Vize Merkezi aracılığıyla gerçekleştirilecektir. Bu dosyalar daha sonra, incelenmesi ve karar için Başkonsolosluğa iletilecektir. http://www.vfsglobal.com/france/turkey tarafından yürütülmektedir.

İSTANBUL’DA
Fransa için VFS Vize Merkezi adresi: Cumhuriyet Caddesi 193 , Harbiye – 34380 Şişli . İstanbul
Çalışma Günleri Pazartesi - Cuma
Çalışma Saatleri,
Dosya teslimi için Merkez açılış saatleri:
Bireysel vize talep edenler: Pazartesi ile Cuma günleri arasında, saat 8:30 ile 15:30 arasında, Fransa Başkonsolosluğu’nun tatil günleri ve Türkiye resmi tatil günleri hariç.
Öğrenciler İçin Gerekli Belgeler
KISA SÜRELİ SCHENGEN VİZESİ ALMAK İÇİN GEREKLİ BELGELER LİSTESİ
TURİSTİK
Dikkatlice doldurulmuş, tarih yazılmış ve imzalanmış Schengen formu

Pasaportun aslı:
Pasaport on (10) yıldan (veriliş tarihi) eski olmamalıdır
Pasaport en az iki (2) boş vize sayfasına sahip olmalıdır.
Pasaport vize sona erdikten sonra en az üç (3) ay geçerli olmalıdır.

Varsa, pasaporttaki vizeli ve mühürlü tüm sayfaların fotokopisi
Gidiş - dönüş uçak biletleri rezervasyonu (GENÇTUR’dan yaptırabilirsiniz.)
Kimlik fotokopisi
Davetiye mektubu: Bu belgeyi sizi davet eden kişinin Belediyeden onaylatıp sizi ev adresinde ikamet edeceğini beyan etmesi gerekir. Aslı ve fotokopisi ibraz edilmeli veya Otel rezervasyonu.
Standartlara uygun (yüz görünür), yeni çekilmiş, beyaz fonlu iki (2) vesikalık fotoğraf
Vize başvurusu sırasında ödenecek 60€ tutarı (vize reddedilse de iade edilmez)
Tüm seyahat süresince, ülkeye geri dönüş, acil tıbbi bakım ya da acil hastane bakımı masraflarını kapsayan 30000 € tutarında Schengen bölgesi için geçerli seyahat sigortası. ( GENÇTUR’dan yaptırabilirsiniz.)

UYARI: Aşağıdaki listede bulunan evraklar dışında, mali durumunuz hakkında bilgi verebilecek başka evraklar da mevcut ise, bunları da dosyanıza ekleyebilirsiniz
Mali durum belgeleri : (ebeveynlerden)
Emeklilik belgesi
Bankadan kaşeli ve imzalı son 3 aya ait şahıs hesabı dökümü veya dökümleri veya banka hesap cüzdanının orijinali.
Öğrenciler için: son 3 aya ait hesap dökümleri veya ebeveynlerinin hesap dökümleri ve masrafları üstlendiklerine dair mektup
Türkiye'de / Avrupa'da gayrimenkul tapuları
Kişisel belgeler
Öğrenciler için: mevcut sene için Fransızca veya İngilizce okul veya üniversiteden belge
ve öğrenci kimliği.
Reşit olmayanlar için ebeveynlerinin noter tasdikli izin belgesi
DİKKAT: İstenilen belgeler yeni olmalıdır (3 aydan daha yeni) Belgelerin aslı ve bir adet fotokopisi sunulmalıdır. Bunların dışında ek belgeler de istenilebilir.
Vize talebi randevu ile gerçekleştirilir (VFS tel: 0850 210 0021 veya
www.vfsglobal.com/france/turkey internet sitesi).
Aydın -Balıkesir - Bilecik - Bursa – Çanakkale- Denizli - Edirne - İstanbul - İzmir – Kırklareli- Kocaeli - Kütahya - Manisa - Muğla - Sakarya - Tekirdağ - Uşak – Yalova illerinde yaşayanlar İSTANBUL’A, diğer illerde yaşayanlar ANKARA Büyükelçiliğine başvuru yapmalıdır.
UYARI: Listede bulunan evraklar dışında, mali durumunuz hakkında bilgi verebilecek başka evraklar da mevcut ise, bunları da dosyanıza ekleyebilirsiniz